06 Ağu 2022
Tanımı ve Yayılışı
Buğday ve arpada kök ve boğazı yanıklığı yanıklığına neden
olan etmenlerin başında Fusarium culmorum (WG Smith) Sacc.,
F.pseudograminearum Aoki & O’Donnell, Bipolaris sorokiniana (Sacc.),
Rhizoctonia cerealis Van der Hoeven ve Pseudocercosporella
herpotrichoides Ggt. gelmektedir. Diğer fusarium türlerinden bazıları
hastalık şiddetini artırır. Bu fungusların kesin tanırları ancak laboratuvar
çalışmalarıyla yapılabilir. Toprakta bitki artıkları üzerinde iki yıldan fazla
canlı kalabilmektedir. Bitki artıklarının toprak kökenli olup tohumla da
taşınabilmektedir.
F.pseudograminearum’un fialitleri üzerinde boğumum
hemen yanında bir bölme oluşur. Makrokonidileri belirgin ayak hücreli ve
genellikle 5-6 bölmeli olup hafifçe kıvrık ve düz şekillidir. Besi yerinde
klamidospor oluşturmakta, PDA ve SNA gibi ortamlarda karmen kırmızısı bir
renk almaktadır.
F.culmorum ise kültürde bol miktarda kısa ve kalın
görünümlü makrokonidyum oluşturur. Makrokonidyumları genellikle
4-5 bölmeli olup, belirgin bir ayak hücresi yoktur. Kültürde klamidospor oluşturmakta
ve meydana getirdiği pigmentler nedeni ile somon rengi oluşmaktadır.
B.sorokiniana’nın konidioforları koyu kahverengi,
kısa ve çoğunlukla tek veya küçük gruplar halinde düz veya kıvrık 110-150x6-10 µm
boyutlarında, konidiosporlar ise 3-10 bölmeli ve 60-120x5-20 µm
boyutlarındadır. Hastalık etmeni bir yıldan diğerine tohumlarla ve tarlada
kalan hastalıklı bitki artıklarıyla geçmektedir.
Fusarium türleri kurak geçen uzun ilkbahar
periyodundan sonraki yağışlarda şiddetli hastalık oluşturur. Yan dallar
üzerinde boğumun hemen yanında bir bölme oluşur. Miseller bölmeli gençken
şeffaf sonra sarımtırak olup yaşlandıkça koyu kahverengi bir hal alırlar. Sonbaharda
yağışların ve sulamanın iyi olması durumunda bitkiler Rhizoctonia’nın
oluştuğunu hastalığa daha dirençli olurlar. Toprak işlenmesi az veya hiç
yapılmadığı tarlada ise hastalık daha şiddetli gelişmektedir. Hastalık etmeni
toprakta uzun süre canlı kalabilmektedir. Rhizoctonia hifleri ile
bitkileri enfekte eder.
P.herpotrichoides’in vejetatif miselleri genellikle
sarı ile kahverengi uzun hücrelere sahip olup, stroma miselleri ise çok hücreli
kalın duvarlı ve poligonaldir. Bitkide yaralar içinde fungusun miselleri
bulunur. Sporları çoğunlukla 5-7 bölmeli olup, PDA besiyerinde az sayıda da
olsa gelişebilen, ince uzun yapıda, genellikle 40-60x1.5-3.5 µm
boyutlarındadır. Fungus enfekteli bitki artıklarında yaşamını sürdürür.
İlkbahar yağışlarında fungusun hifleri genç yaprak kınlarına ulaşır ve
yaprakları enfekte eder.
Belirtileri, Ekonomik Önemi ve Yayılışı
Fusarium’ların oluşturduğu hastalık belirtileri
çiçeklenme döneminde oluşan beyaz başaklarla dikkati çeker. Bu etmenler taban
arazilerde ve stres aktörlerinin daha etkili olduğu arazilerde daha etkili
olmaktadır. Gövdede çürüklük oluşturan Fusarium’ların oluşturduğu
yaralarda gövde kurtları da zarar yaparak sapı içinden kesmekte ve beyaz başak
oluşumuna neden olmaktadırlar. Şiddetli enfeksiyona uğramış bitkilerin alt
yaprakları kınlarında sap ve boğumda bal renginde bir görünüm olur. Bazı
dönemlerde bitki gelişme döneminin ortasında bitkiler ve kardeşlerinde veya
fide döneminde sararma ve ölüm meydana gelir. Enfekteli bitkilerin başakları
bükülür bazı başaklarda dane oluşmaz.
F.pseudograminearum ve F.culmorum bitkinin
tacında ve yaprak kınının altında pembe bir renklenme oluşturur. Enfekteli
kökler plastik bir torbaya konulursa çok kısa bir sürede bu pembe renklenme çok
bariz bir hal alır. Bu hastalık için uygun şartlar oluştuğunda üründe %50 veya
daha fazla kayıplara neden olur.
B.sorokiniana, bitkilerde tüm gelişme dönemlerinde ve
tüm organlarda hastalık meydana getirmektedir. Bu nedenle dane ölümleri, fide
yanıklığı, kök ve kök boğazı çürüklüğü; yapraklarda noktalar halinde nekrotik lekeler,
başakta kavuz ve dane yanıklığı, embriyo kararmasına ait belirtiler meydana
getirmektedir. Fungusun kök ve kök boğazında meydana getirdiği lekeler koyu
veya soluk kahverengi bir görünümdedir.
Rhizoctonia cerealis’in oluşturduğu hastalığın tipik
belirtileri erken devrede başlar. Bitkilerde gelişme geri kalır. Enfekteli
bitkiler donuk, mor veya koyu yeşil bir renk alır. Bitkilerin kök sistemleri
daha kısa olur ve kökleri kahverengi bir görünüm alır. Bitkilerin saplarında
kenarları belirgin oval lekeler oluşur. Hastalık buğdayın çeşitli gelişme
dönemlerinde etkili olur. Bu nedenle bitkilerde fide yanıklığı, kök veya kök
boğazı yanıklığı ile sap çürüklüğü de meydana gelir.
P.herpotrichoides, genç yaprak kınlarında, daha sonra
da bitki sapında hastalığın tipik belirtisi olan donuk oval lekeler meydana
getirir. Lekelerin kenarları kahverengi olup kök boğazı ve alt yaprak kınında
toprak seviyesinde görülür. Lekelerin
ortasında ve sapta siyah stromaya ait püstüller göze çarpar. Hastalık erken
devrede fide ölümlerine neden olur. İleri devrelerde enfeksiyona uğrayan
dokular çürüdüğünden bitkiler bu çürük kısımlardan kıvrılmakta ve çeşitli
yönlere doğru gelişigüzel yatmaktadırlar. Ayrıca hasat döneminde boş başaklar
ve cılız, buruşuk danelerin oluştuğu başaklar göze çarpar.
Buğday ve arpada kök ve kök boğazı çürükleri yıllara göre
değişmekle bitlikte şiddeti artmakta ya da azalmaktadır. Bölgelere göre
etmenlerin dağılımı değişmekte, F.pseudograminearum ve P.herpotrichoides
Marmara ve Ege bölgesinde daha yayın olmakla birlikte F.culmorum ve
R.cerealis’ e her bölgede yaygın olarak rastlanmaktadır.
Konukçuları
Hastalık etmenleri buğdaygil bitkilerinin çoğunda hastalık
oluşturabilir. Bunların başında buğday (Triticum aestivum), arpa (Hordem
vulgare) ve diğer arpa türleri ile Triticale, yulaf (Avena sativa
L.) ve çavdar () gelmektedir.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler
Etmenler hem tohum hem de toprak kökenli funguslar oldukları
için mücadelesi zordur. Mücadele için mutlaka kültürel önlemlere uyulmalıdır.
Dayanıklı çeşitlerin ekimi tercih edilmelidir. Erkenci çeşitler hastalıklara geçci
çeşitlerden daha fazla duyarlıdır. İyi bir toprak işlenmesi uygulanmalı, ekim
derinliği ve toprak tavı uygun olmalıdır. Ekimden önce topraktaki yeşil bitki
ve bitki artıkları yok etmek amacı ile toprak işlemesi yapılmalı ya da herbisit
uygulaması ile ortadan kaldırmalıdır. İyi bir gübreleme ile bitkide
dayanıklılık oluşması sağlanmalıdır. İz elementlerin eksikliği giderilmelidir.
Fusarium spp.’nin yoğun olduğu tarlada bu etmenlerin konukçusu olmayan bitkilerin
yanında yulafta ekilebilir. Yulaf bu etmenlerin saldırısına hassastır ancak bu
funguslar yulaf içinde çok yavaş geliştiği için kısa sürede yok olmaktadır.
Fusarium spp. için 2-3 yıllık rotasyona uygun olur. Dayanıklı çeşitlerin
yetiştirilmesi önemlidir. Anızların gömülmesi hastalığın enfeksiyon seviyesini
düşürür.
Kimyasal Mücadele
Kullanılacak olan kimyasal ilaçlar için yönetmelik takip
edilmelidir. Bilgi almak için bizi her zaman arayabilirsiniz.
EC |
100 ml/dekar |
|
EC |
150 ml/dekar |
|
FS |
300 ml/100 kg tohuma |
Bilgi almak için;
Tel: 0530 355 64 08
Whatsapp: https://wa.me/qr/VVADU6VEUWO7L1